Makale

Anasayfa / Makale

Giyilebilir Teknoloji

giyilebilir teknoloji

Giyilebilir elektronik cihazlar ile çok daha kısa sürede bilgi ve tecrübe edinimi gerçekleştirilebiliyor. Tüm bunların hepsi beyne sağlanan gerçeklikle sağlanabiliyor. Beyne 5 duyu organı ile gelen inputlar, bilinçaltının da yardımı ile değerlendirilerek sonuca ulaştırılıyor. Bu sayede istemli ya da istemsiz olarak fiil gerçekleştiriliyor. İşin püf noktası şu ki; beyin sonuca ulaşmak için (bilincin onu buna zorladığı durumlar hariç) inputların doğru kaynaklardan gelip gelmemesiyle ilgilenmiyor. Örneğin, bulunduğunuz odada gül kokusu alıyorsunuz. Beyinde oluşan ilk izlenim ve tepki odada gül olduğu, o gülün resmi, ve beynin gül kokusuna karşı vücuda verdiği diğer emirler olarak gelişiyor. Odada gül olmadığı halde gül kokan bir parfüm sıkılmış ise de sonuç yine aynı oluyor. Bu beynin verilen inputlarla yönlendirilebileceğini de bize gösteriyor. Aslında giyilebilir elektronik teknoloji ile amaçlanan, insan sinirleri ile dış dünyanın elektronik sanal ortam aracılığıyla bir araya geldiği algısının oluşturulması. İşte bu sayede beynin gerçekle gerçeğe çok yakın arasındaki farkları algılayamamasını kullanarak insanın yeni tecrübeler kazanması ve kendini geliştirmesi söz konusu. Savunma sanayiinde bu teknoloji kısmen kullanılmakta. Pilotların eğitiminde kullanılması için hazırlanan simülasyon yapıları en güzel örneklerden birisi. Eğitimi sırasında hayati öneme sahip konularda yapılması gereken de bu aslında. Pilota bir uçağı kullanırken nasıl fiziksel şartlarla karşılaşacağı simülasyon ortamında birebir yaşatılmaya çalışılıyor. Peki bu gerçeklik bir doktor için ya da hayati önem içeren diğer meslekler için nasıl olmalı, nasıl tasarlanmalı? Ya da araç sürücülerinin trafik kurallarına daha iyi uymasını sağlamak adına sanal ortamda gerçeklenmiş bir kaza düzeneğinin bizzat yaşatılması ne derece etkili olur? Tasarımı planlanan giyilebilir teknolojilerden birisi de dokunma duyusu üzerine. Bu duyu ile sağlanacak gerçeklik sayesinde bir doktor adayı görsel ve işitsel inputların haricinde, dokunma duyusunu da tecrübe edebilecektir. Yeryüzündeki uzay aracı fırlatma istasyonundaki bir görevli eğitimi sırasında, bu eldivenlerle uzay ortamında arıza durumunda nasıl müdahale edilebileceğini deneyimleyebilecek, bir itfaiyeci yangın anında ellerini nasıl kullanması hakkında daha çok tecrübeyle tanışacak ve bu sayede müdahale anında daha hızlı olacaktır. Yeter ki beyne giden verilerin sayısı ve çeşitliliği daha fazla olsun.

Abdulkadir SARI